Y U K A R I

Yetişkin Oyunları

a

Delibo - Gençliğimin Kara Kuyusu

Kuzgun Yapım

Hayatının son 18 senesini İzmir’den uzakta geçiren Yusuf’a bir telefon gelir, Delibo kaybolmuş! Delibo’nun kayıp ilanıyla beraber İzmir’e geri dönmek zorunda kalan Yusuf bir anda mahallesi, arkadaşları, kaçtığı meseleleri ve babasıyla baş başa kalır. Bornova, Basmane, Karşıyaka, Alsancak, Pasaport gibi mekanlarda Yusuf, Delibo’yu arar.


Kaybeden olmadan, kaybetmeyi dilemiş Yusuf’un hayal kırıklıkları mahalle mahalle artarak gelir üzerine. Bir de üzerine yıllardır görmediği, bir doğum gününde masadan kalkan Yasemin eklenir. Delibo artık bulunmalıdır, çünkü Delibo hem geçmiştir hem bugündür, beynelmilel İzmir’dir, Yusuf’u karabasan gibi rüyalarından kurtaracak yegane kişidir, belki de kendini arayan Yusuf’un döneceği evin anahtarıdır.

a

Son Ada

Tiyatroadam

Denizin ortasında unutulmuş bir ada…
Son sığınak…
Son insani köşe…
Martılarla ve birbirleriyle barış içinde yaşayan insanlar...
Emekliliğini huzur içinde geçirmek için adaya yerleşen, adayı her tür "anarşi"den kurtarmaya kararlı bir devlet başkanı…
Ve bir ütopyanın, distopyaya dönüşmesi…
Bizi dünyamız üzerinde yeniden düşünmeye çağıran, Livaneli'nin “Orhan Kemal Roman Armağanı” sahibi bu sarsıcı romanı şimdi “Tiyatroadam” yorumu ve baş döndüren temposuyla ilk kez tiyatro sahnesinde.

a

Açılın! Ben Sosyoloğum... Stand-Up

-

2 Sosyolog” Youtube kanalı ile sosyolojik mizahı geniş kitlelerle buluşturan
Nedim Güzel şimdi sahnede. Komik sosyolojik tespitler, yaşanmış komik
öyküler, bazen interaktif ama her zaman dinamik ve komik, işte size
kahkahalar ile seyredilecek keyifli bir gösteri.

a

Sevgili Arsız Ölüm - Dirmit

Tiyatro Hemhâl

Roman Hakkında
“Gerçekleşmeyen düşler, aralarında doğup büyüdüğüm insanları paramparça etti… Kente ayak uydurabilmek için boğuşup durdum. Her yanım yara bere içinde kaldı. Boğuşurken birlikte doğup büyüdüğüm insanlardan ayrı düştüm. Ama kendi öz değerlerimi, dilimi ve o insanların durulmaz bir coşkuyla bana taşıdıkları sevgiyi koruyabilmek için direndim.Bu roman bu direnişim için aralarında büyüdüğüm insanların bana armağanıdır.”
Latife Tekin

Oyun Hakkında
Köyden şehre göç eden kalabalık bir ailenin şehirle mücadelesini ailenin en küçük kızı Dirmit'in gözünden dinliyoruz. Sıkıştıkları tek odalı evde, şehre tutunma mücadelesinde hepsi kendilerince bir yol tutturuyor. Dirmit kız ise durmak bilmeyen merakı ve direnme gücü sayesinde karşısına çıkan zorluklarla baş etmenin türlü yollarını buluyor. Onu şehirden korumaya çalışan annesi Atiye, babası Huvat ve abileri Dirmit'in türlü yollarından huylanıyor, ona adet ve geleneklerin rehberliğinde türlü engeller koyuyorlar. Ama Dirmit durur mu, durmuyor!
Hakan Emre Ünal- Nezaket Erden

Süreç Hakkında
Oyun, romanın oyuncu kişisine dokunduğu yerden Dirmit’i, Dirmit’in anlatısı üzerinden ise romandaki diğer karakterleri tanıma ve romanın yazar-anlatıcı yoluyla kurulmuş büyülü gerçekçi dilini, karakter-anlatıcıyla en yalın halde sahneye taşıma araştırmasının bir ürünüdür.

a

Seçim Dansı

Tiyatro Dan

Yolculuklarının farklı aşamalarındaki üç aday ve en büyük destekçileri olan eşleri, kariyerlerinde büyük bir adım atmaya çalışırken kendilerini kara / komik bir dansın içinde bulurlar. Zirveye ulaşmayı amaçladıkları bu çetrefilli dansta atılan her adım bir çelmeye dönüşebilir.
En zor danslardan biri bu, SEÇİM DANSI.
Seni kim destekleyecek?
Rakiplerin kimler?
Kime güvenebilirsin? Kime güvenmemelisin?
Kim gerçekten insanlığı kurtarmak istiyor? Kim blöf yapıyor?
Fikirler mi yoksa taktikler mi daha güçlü? Kim kimi kontrol ediyor?
Peki seyirci bu dansa hazır mı?

a

Çok Gezentiler Gelmiş

İroni Prodüksiyon Tiyatrosu

Yayın hayatına 2014’te başlayan Çok Gezenti, ekranların hali hazırda yayındaki en uzun soluklu seyahat programıdır. Burak Akkul ve Seda Akkul, bugüne kadar 70'den fazla ülkede 150 şehri çekip, bu maceralarını "dünyayı gezen bir çiftin seyahat hayatı" şeklinde hoş bir dille yayınlamışlardır. Bu 8 yıllık maceraların elbette bir de “kamera arkası” vardır… Bir stüdyo programının bile yayınlanmamış pek çok komik ve ilginç olayı olduğunu düşünürsek; dünyanın dört bir yanında çekim yapan bir programın maceraları, elbette sayılamayacak kadar çok olacaktır.

O zaman müjdeyi verelim: Edirne’den Çin’e, Sivas’tan Amsterdam’a uzanan Çok Gezenti’nin, anlatılmamış- yayınlanmamış maceraları; Burak Akkul ve Seda Akkul’un kendi ağzından sahnelere geliyor. İroni Yapım Organizasyon aracılığıyla “Çok Gezentiler Gelmiş” adıyla sahnelerde izleyicisiyle buluşacak olan Seda ve Burak Akkul “dünyayı birlikte gezen evli bir çiftin özel hayatını ve maceralarını” eğlenceli bir dille anlatacaklar… Bu sahne şovuyla Çok Gezentiler, Türkiye'deki hayranlarına bu kez, dünyanın bir ucundan değil, tam karşılarından seslenecekler. Çok Gezentilerin duyulmamış pek çok komik macerası, aile hayatları ve seyahat hayatları, görülmemiş kamera arkası videolar eşliğinde, çok yakında “Çok Gezentiler Gelmiş”te!

a

Sermet Erkin İllüzyon Gösterisi

-

Bu gösteride öğrenciler; herhangi bir tiyatro oyununu seyreder gibi kalmayıp, ilk dakikadan itibaren her an oyunun içinde aktif olmaktadırlar. İllüzyon gösterileriyle Sermet Erkin; komedi, heyecan, merak ve müzik dolu unutulmayacak 1 saat yaşatıyor çocuklara.

a

Tatlı Rüyalar

Fabrika Sanat

Ülkeniz ve aileniz için nereye kadar gidebilirsiniz?
Kuklalarla masalsı bir maceraya tanık olun...
Fabrika Sanat sahneliyor. Uyku Ülkesi’nin padişahı Sultan Horhor, kötü rüyalar görüp uyumaktan korkan biricik kızı Uykucuk Sultan’ın derdine derman bulmak için, Kaf Dağı’na kadar gitmeye kararlıdır. O bir padişahtır, fakat daha da önemlisi bir babadır. Kızı için çıktığı tehlikeli yolculukta birbirinden ilginç karakterlerle karşılaşır.
Sıra dışı dekor tasarımı ve müzikleriyle, çocukları bir anda hayal dünyasının içine çeken “Tatlı Rüyalar” oyunumuz farklı bir lezzete bürünüyor...
Oyunumuzu kukla kullanarak sahneliyoruz. Çocuklarımızı masalsı bir dünyaya sokmak istiyoruz. Bu dünyayı, kukla oyunlarının sahnelendiği klasik kukla perdesiyle değil, sahneye yayılmış bir dekorla kuruyoruz. Sürprizlerle dolu bu dekorun içinde oyuncularımız, aynı çocukların oyuncak bebekleriyle veya arabalarıyla oynadığı gibi, onların gözleri önünde, büyük bir salonda bile rahatlıkla görülebilecek boyutlardaki kuklalarımızla oynuyor.

a

Pinkfong Baby Shark Live Show

-

• Çocukların hayranlık duyduğu sevimli karakterler ’’Baby Shark Lisanslı Gösteri’’ ile küçük arkadaşlarıyla sahnede buluşuyor!

• Baby Shark Müzikali, eğitici ve öğretici şarkılarla dans edip çocuklarınızın unutulmaz bir gün geçireceği eğlence dolu lisanslı bir gösteridir.

• Sizler de BABY SHARK karakteriyle beraber hareket ederek tüm dünyanın en büyük problemlerinden birine çözüm bulmak için indirimli biletleriniz ile yerinizi hemen ayırtın!

a

Goldilocks and the Three Bears

Tiyatro Fil

Goldilocks büyük gösterisine hazırlanırken ona destek olmak ister misiniz?

Kemanı ile harikalar yaratmak isterken bazı aksilikler Goldilocks’un peşini bırakmayabilir. Bu aksiliklere çözüm ararken bir Ayı ailesine ait kulübeye izinsiz girebilir. İzinsiz girdiği kulübede başka küçük aksilikler yaşayabilir. Ayı ailesi bu aksilikleri hoş karşılamayabilir. Bu süreçte Goldilocks’u yalnız bırakmak istemezsiniz. Peki, oyunun sonunda Goldilocks kemanı ile ilgili soruna çözüm bulabilecek mi?

a

Pera'da Cinayet

-

"Daha önce gittiğiniz hiçbir oyuna benzemeyen eğlenceli bir gizemli cinayet deneyimi.
Sadece izlemeyeceksiniz.
Cinayeti siz çözeceksiniz.
1940'lar jazz ve tango parçalarının içine gizlenmiş ipuçlarını kaçırmamanız, ve herkesin görebileceği bir yerde saklanan katili bulmanız gerekiyor.

Yıl 1944.
Bir çığlık.
5 sanık.

Kabare Pera'nın sahibi Franz ölü bulunur ve oyun başlar.
Farklı kişilikler, şahane sesler, aralarındaki karmaşık ve entrikalı ilişkiler...
Bu entrikaları ortaya çıkartmak ve gizemi çözmek elinizde."


Yıl 1944.

Bir çığlık.

5 sanık.

Kabare Pera'nın sahibi Franz ölü bulunur ve oyun başlar.

Farklı kişilikler, şahane sesler, aralarındaki karmaşık ve entrikalı ilişkiler...

Bu entrikaları ortaya çıkartmak ve gizemi çözmek elinizde.

a

Ben Rosa Luxemburg

Ateş Tiyatrosu

"Özgürlük her zaman başka türlü düşünenin özgürlüğüdür."

Rosa Luxemburg

Dünya devrim tarihine, cesareti, ilkeliliği, merakı ve entelektüel birikimi ile adını yazdıran; marksist, savaş karşıtı, filozof, ekonomist Rosa Luxemburg katledildiğinde yalnızca 48 yaşındaydı. Eşit bir dünya kurma mücadelesini, hayranlık duyduğu doğanın şiirselliğiyle birleştirebilen, aşkla dolu bir kadın. Çocukluğu, gençliği, aşkları, arkadaşlıkları ve eril politik arenada engelli bir kadın olarak var olma süreci, tek kişilik bir oyun olarak Jülide Kural tarafından sahneye taşınıyor.

a

Ali Baba’nın Çiftliği Valli Şehri Macerası

-

Ali Baba’nın Çiftliği Valli Şehri Macerası

Çocukların ve anne babaların vazgeçilmezi, 7'den 70'e dillerden düşmeyen çocuk şarkısı Ali Baba ve çiftliğindeki sevimli dostları artık miniklerimizin dünyasında hayat bulacak.

Ali Baba'nın çiftlikteki sevimli dostlarıyla olan hikayesini son derece sempatik ve eğlenceli bir içerikle sahneye taşıyacak, günümüz çocuklarının ddünyasına seslenecek ve minik kalplerin vazgeçilmezi olacağız.

Ali Baba ve çiftliğindeki her biri kendine has özellikleriyle ünlü sevimli dostları horoz, eşek ve ineğin yanı sıra Ali Baba'nın komşusu ve aynı zamanda rakibi olan Posbıyık ve çetesinin maceralarını konu alacak oyunumuzda mizah ön planda olacak.

Pedagog onayı ile kaleme alınan, tek perde ve 45 dakika sürecek oyunumuz kalabalık oyuncu kad-rosu ile de ön plana çıkıyor.


Ali Baba’nın Çiftliği Valli Şehri Macerası

Ali Baba’nın karşısındaki çiftlikte tilki ve kargasıyla tek başına yaşayan meraklı ve en az Ali Baba kadar ünlü olmak isteyen komşusu Posbıyık’ın Ali Baba’nın dünyadaki kötülüklerin yok olması için geliştirdiği sevgi makinesini duyar ve onu yardımcısı Tilki ve omzundan ayırmadığı kargayı görevlen-direrek ele geçirmelerini ister. Bunun için elindeki deney kitabını Tilkiye verip içinde yazan düzeneği kurmasını ve çiftlikteki herkesi sevgisizliğin hakim olduğu dengede durulmanın mümkün olmadığı Valli Şehri’ne göndermesini ister.

Ancak saflığıyla ünlü Tilki sevgi makinesini elinde tutan İnek ve diğer arkadaşlarıyla birlikte kendi kurduğu düzenekle Valli Şehri’ne düşer. Çiftlikte kimseyi bulamayınca durumu anlayan Posbıyık da makineyi ele geçirmek için aynı düzenekteki ipi çekerek onların yanına gider. Ancak Posbıyık’ın he-saba katmadığı bir şey vardır; o da Valli Şehri’nde dengede durmakta zorlandıkları kayaların üzerin-de kimsenin birbirlerine ulaşması mümkün değildir ve buradan çıkmanın tek yolu dengede durmakta zorlandıkları kayaların üzerinde Tilki’deki kitapta yazan dans hareketini birlikte ve doğru yapabilmele-ridir.

a

Düğün Şarkıcısı

TOY İstanbul

2000li yılların başında katıldığı BBG yarışmasında popüler olan ve sonrasında hızla popülerliğini kaybeden bir jazz şarkıcısının (Şahnaz), düğün şarkıcısı olma hikayesi. Şahnaz'ın çalıştığı Urban Jazz Bar da değişen Türkiye'yle birlikte dönüşüme uğrar. Mekan önce bir masaj salonu, ardından düğün salonu olur. İşini kaybeden Şahnaz, İstanbul'un çeşitli mekanlarında sahne almak için her yolu dener, sonrasında ülke ve işsizlik gerçeğiyle yüzleşiyor; en nihayetinde de 'eski' adıyla Urban Jazz Bar – yeni adıyla Şanzelize Wedding House'da düğün şarkıcılığı pozisyonuna talip olur. Yeni işine adapte olmakta güçlük çeken Şahnaz, bu yeni müzik kariyerinde toplumunun 'etnik' ve 'zengin' müzik türlerini öğrenmekle kalmayacak, aynı zamanda yaşadığı toplumun halkını da tanıma fırsatı bulacaktır. Şarkıcılık yaptığı düğünlerden birinde, maganda kurşununa kurban giden iki yakını için bir televizyon programına katılarak 'sesini' duyurmaya çalışacaktır.

Oyunumuz; Kültür ve Turizm Bakanlığı maddi katkılarıyla sahnelenmektedir.

a

Etik Alkol

Bu Tiyatro

Ömer Hayyam, Neyzen Tevfik, Can Yücel ve diğer ahlakı ile içenler.

Özenle seçilen kelimeler ile başlayan sohbet, “ Dur öpücem!, Gel sarılıcam! “ lara dönüşüyorsa orada araştırılacak bir şey vardır.

Araştırdık, bu alkol vücuda girdiğinde insana ne yapıyor da “ Dün ile ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum. “ dedirtebiliyor.

Nasıl oluyor da Ömer Hayyam’a kendisi ile ilgili övgüler yazdırabiliyor, Neyzen Tevfik’i komik hikayelerin içine itiyor, Can Yücel’e arkadaşlık ediyor?

Aziz Nesin, Cemal Süreya, Edip Cansever, Orhan Veli, Özdemir Asaf, Rıfat Ilgaz, Sabahattin Ali hepsi bu oyun için bir sofrada buluşup anlatıyorlar anlatacaklarını.

Aydın Boysan da yalnız bırakmıyor onları, birinin “nasıl içilmesi gerektiğini “ anlatması gerekiyor tabii.

Bu masada siz de yerinizi alın.

a

Seninle Evlenir Miyim?

Bu Tiyatro

Haldun Dormen süpervizörlüğünde, Barbaros Uzunöner’in yazıp yönettiği komedi.
Şebnem Özinal ve Yosi Mizrahi’nin rol aldığı, Yılmaz Gruda ve Haydar Dümen’in sesleri ile katkı yaptıkları kahkahası bol oyun.
Yosi ve Şebnem’i hiç böyle görmediniz.
Cansu ve Baran’ın aşkına çok güleceksiniz.
Aşka gülmeye bekleriz.
Oyunda Baran, aşık olduğu Cansu’yu ikna etmek için çeşitli yollara başvurur. Kendini olduğundan farklı gösteren Baran, sonunda amacına ulaşır. Aslında ikisi farklı dünyaların insanlarıdır. Cansu okumayı seven, kültürel etkinliklerden hoşlanan birisi iken, Baran ise devamlı at yarışı oynayan, Aşk-ı Memnu kitabını gördüğünde, “Aaa bu dizinin kitabı mı çıkmış…” diyen biridir.
İlişki ilerler ve evlenirler. Peki Baran’ın yalanları ortaya çıkınca neler olur? Cevabı sahnede.
Kurgusu, dekoru, ışık oyunları, farklı sahneleniş tekniği ve Haldun Dormen’in inanılmaz dokunuşları ile bu oyun çok güldürüyor.
Yerlerinizi alın, komedi başlıyor.

a

Seksen Günde Dünya Turu

Tiyatro We

Phileas Fogg dünya turunu tamamlayan kişinin çok önemli bir bilgi öğreneceğini bilir.Bir gün bu bilgiyi öğrenmek için uşağı Passeportaut ile dünya turuna çıkar. Yolculuk sırasında tren yolculuklarından gemi seferlerine , vahşi hayvanlardan vahşi insanlara ve hatta sirke bile dahil olan Fogg ve Passeportaut büyük bir maceraya atılır.

a

Kelepçe Kullanma Kılavuzu

Mi Entertainment

Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı bu sorguda oldukça zeki ve entelektüel bir kadın, pek de zeki olmayan inatçı bir polisin karşısında kendinden emin, göz altı süresinin bitmesini beklerken polis sadece teşkilattan ve çalışma hayatından kurtulmak derdinde. Şafağa birkaç saat kaldı. Her gecenin sabahı olur. Ama bazı geceler vardır. Sabahları sonsuza dek öldüren geceler. Güç dengelerinin tahterevallide gidip geldiği, kimsenin göründüğü gibi olmadığı bu sihirli sorguda “Nasıl kaybedilir?” sorusunu gelin birlikte soralım. Sihirli bir dolapta nasıl adam kaybedilir? Ya gençlik nasıl kaybedilir? Ne zaman kaybederiz ahlakımızı? Ne zaman benliğimizi yitiririz?

Hem zaten gerçekte kim kimi sorguluyor? İllüzyonist bir kadın bir polis sorgusunda… Işıklar açılır oyun başlar. Sorgulanan aslında sanık değil polistir!

a

Bülent Beyin Hikayesi

Tiyatro Bal Porsuğu

Beyninizi nasıl bilirdiniz? Karışık? Buruşuk? Mucizevi? Yetersiz?… Beyniniz sizi yönetirken içerde neler oluyor dersiniz? Üzüldüğünüzde, sevindiğinizde, kızdığınızda, aşık olduğunuzda, depresyona girdiğinizde; beyniniz ne gibi mücadeleler veriyor? Beyin organlarla nasıl bir iletişim kuruyor? İnsan beyni de insan olsaydı ne olurdu?… Bütün bu soruların cevabını, Bülent Bey’in kadrolu Beyin’i veriyor. Bülent Bey hayatına devam ederken, Bülent Bey’i yöneten Beyin dile geliyor, insanın kaderi baştan yazılıyor.

Tiyatro Bal Porsuğu tarafından sahnelenecek olan “Bülent BEYİN Hikayesi”, insan beyninin içerisine giriyor ve sırrı halen tam olarak çözülemeyen ‘Beyin’in organlarla verdiği yönetim mücadelesini tiyatro sahnesine taşıyor. Beyin karakterine, Bülent Emrah Parlak’ın hayat vereceği “Bülent BEYİN Hikayesi”ni Uğraş Güneş yazdı, Murat Eken yönetti. Burcu Biricik, Barış Arduç, Sarp Apak, Şahin Irmak, Ersin Korkut, Onur Buldu, Uğur Bilgin, Necip Memili, Melis Birkan, Gülhan Tekin, Haki Biçici, Erdem Baş ve Murat Eken’in diğer organları canlandırdığı bu iki perdelik komedi; teknolojiyle tiyatronun iç içe geçtiği bir sahneleme tekniğiyle, alanında bir ilki hayata geçiriyor.

a

Hakikat Ateşi “Hallac-ı Mansur”

KomediaTürk

Yer Abbasi Devleti’nin başkenti Bağdat. Saçı sakalı ağarmış, kıyafetleri parçalanmış, kan revan içinde oldukça zayıf, dokuz yıla yakındır güneş görmeyen teni soluk, yaşlıca bir adam, elleri ayakları prangalı halde şehrin sokaklarında sürüklenmektedir. Adam, kırbaçlanarak ve teşhir edilerek meydana getirilir. Bağdat, 64 yaşındaki bu “müşrik ve tehlikeli” adamdan Atina’nın Sokrates’ten kurtulduğu gibi kurtulmak üzeredir. Fakat adamın işi Sokrat kadar kolay değildir. Çünkü Abbasî Halifesi, hakkında “işkenceyle idam” kararı vermiştir. Yaşlı bilge meydana getirildiğinde sokak ve meydanlarda toplanan öfkeli kalabalık, bir takım provakatif yönlendirmelerle de birlikte, esrik bir linç havasına girmiş ve bu adamı zındıklık, kâfirlik, kendini Allah ilan etmek ve Allah'a şirk koşmakla suçlamaktadır. Dogmatik dinsel hassasiyetlerin köpürdüğü, kitlesel günah çıkarma ve arkaik bir kurban verme ayinini andıran bir gün…. Ve 1000 yıl sonra bile akıllarda kalan tek bir cümle; “Ene-l Hak”

a

Travis Pine - Halktan Biri

KomediaTürk

‘’Bazen herkesi kandırabilirsiniz, bazı insanları her zaman kandırabilirsiniz ama herkesi her zaman kandıramazsınız.’’

Amerika Birleşik Devletleri Başkanları ve uzantılarını, onların son derece keyfi ve pek de zekice olmayan uygulamalarının Amerika'da ve dünyada insanlığa verdiği ağır hasarları sert bir dille eleştiren oyunu, Ronald Trumph seçildikten sonra revize eden Sam Bobrick, şöyle bir not düşmüş metnin ilk sayfasına; Bu oyunu George W. Bush/Dick Cheney’nin yönetimde olduğu, ülkenin gidişatından pek memnun olmadığım dönemde yazdım. Oyunu güncelledim. Ne yazık ki tarih kendini tekrar ediyor gibi görünüyor, sadece daha kötü…

Hangisi daha zor? Yel değirmenlerine karşı savaşan son şovalyelerden biri olmak mı?
Yoksa onları bu hayalperestlikten vazgeçirip, o ilkel değirmenleri sonsuza dek korumakla görevli ajanlardan biri olmak mı?

a

Fındıkkıran ve Fareler Kralı

-

Yeni Yılı Bir “Fındıkkıran” Klasiği İle Karşılıyoruz!

Klasik bir bale eseri olan "Fındıkkıran" Tchaikovsky’nin besteleriyle ilk kez tiyatroya uyarlandı.
"Fındıkkıran" hikayesi aslında Hoffman'ın ünlü bir kitabından alıntıdır. Daha sonra bir bale eseri olarak klasik bale eserleri arasında yer almıştır.
Tiyatrosu daha önce yapılmamış olan eserin tiyatro oyununda bale bölümleri ve Hoffman'ın hikayesinden alıntılar yer almaktadır. Bu uyarlamada çocuklara cesaret ve kardeş sevgisi vurgulanmaktadır.

a

İnatçı Keçiler

Tiyatro Keyfi

Müzikli, danslı çocuk oyunu “İnatçı Keçiler”… İki keçinin kütük üstünde yıllar önceki inatlaşmasının sonu ikisinin de göle düşmesiyle bitmiş, keçilerden birinin boynuzu kırılmıştır. Arkadaşlıkları biten iki inatçı keçi artık yaşlanmış olsalar da o kütükten birbirlerinin tarafına geçmez, torunlarının da karşıya geçmesine ve arkadaş olmasına izin vermez. Yavru keçilerimiz dostluğun, barışın, sevginin önemini inatçı dede keçilere anlatabilecek midir?

a

Çılgın Zamanlar

Tiyatro Keyfi

Tiyatro Keyfi'nden kahkaha tufanı...
Yeni Tiyatro Ödülleri, yılın en iyi komedi yapımı ödülü...

Ünlü oyuncular Hakkı Ergök, Kemal Başar ve Artemis Karaman'ın başlıca rollerini oynadığı, Sam Bobrick'in dünyaca ünlü komedisi Türkiye'de ilk kez sergileniyor.

Miles, otuz yıllık karısını yarı yaşında bir kadınla evlenmek için terk etmiştir ve her şeye sahip görünmektedir. Çekici bir eş, iyi bir iş, güzel bir ev, evliliğinde mutlu bir kız... Ancak olaylar pek istediği gibi gitmez.

a

Cemile Abla - Ben Beyaz Sevmiyorum

-

Dersimli Cemile Abla’nın Kara Kışlık Kara Komik Hikayesi…
Ergenliğe girdiği gün anne ve babasını kaybeden Cemile, o gün ölümden dönen komşusu Xece’ye bir söz vermiştir. Ölüp ölüp dirilen Xece bugün yine ölmüş (!) Cemile doğduğu köye geri dönmüştür. Bir köy odasında yedi renk kefen hazırlayan Cemile, o odada geçmişinden neler hatırlar neler…

a

Amy Winehouse

Tiyatro Keyfi

Genç yaşta dramatik bir şekilde hayata gözlerini yuman Amy Winehouse’u ölüme götüren olaylar serisi, yakın çevresinin duyarsızlığı, genç sanatçının umutsuz varoluş çabası, modern dans ve çağdaş tiyatronun harmanlandığı özgün bir yorumla sunuluyor.

"Birinin hayali, birinin zevki, birinin çığlığı... Ben yalnızca kendimin Amy'si olamadım."

a

İki Bavul Dolusu

Fabrika Sanat

Ailece Doyasıya Gülmek İsteyenler...
Biri Salça, diğeri Pırasa (Coğcoğ) iki clown; arkadaşlık ve paylaşma olgusu üzerine kurulu sıcacık hikayeleriyle iki bavul dolusu kahkaha saçıyor... Sizleri de bu eğlenceli dakikaları birlikte yaşamaya bekliyoruz...

Artık akşam saat 20.00’de çocuklar için tiyatro oyunları sahneleniyor. Kadıköy Belediyesi’nin katkılarıyla Halis Kurtça Çocuk Kültür Merkezi’nde Uykudan Önce Tiyatro projesi kapsamında sahne alıyoruz. Hafta sonları çeşitli kurs ve sosyal aktiveler nedeniyle tiyatroya gidemeyen çocuklarımız için akşam saatlerinde oynuyoruz.

a

Masal Kahramanları S.O.S.

Fabrika Sanat

Kitaplara Masal , Masallara Kahraman Lazım... Kahramanlaraysa Çocuklar Lazım...

Fabrika Sanat sahneliyor. Çocukların sadece kendisini izlemesini isteyen çizgi film kahramanı Tartaron bütün masal kahramanlarını dondurmaya kararlıdır. Nasreddin Hoca, Pamuk Prenses, Alaaddin’nin cini Cincu ve Kırmızı Başlıklı Kız dışında hepsini yakalamıştır. Geriye kalanların tek umudu ise yine çocuklardır. Nazife ve İrmik adında iki arkadaş, yok olmak üzere olan masal kahramanlarına yardım etmek için bütün güçleriyle savaşmaya karar verirler.

a

Sihirli Anahtar

Fabrika Sanat

Fantastik Bir Dünyaya Girmeye Hazır Olun. Bu Hikaye Herkes İçin. Anne Babalar Da Bu Büyüye Kapılacak.
Bütün dünya, bombaların altında haritadan silinmek üzereyken, Hayalis’de Salça’nın öncülüğünde dünyanın kaderi belirleniyor. İnsanlığın çocukluğunu unutmasına neden olarak, dünyayı yok olmanın eşiğine getiren Bogida’yı sadece Salça durdurabilir. Ve Salça’ya bu zorlu macerasında sadece hayal kahramanları, çocuklar ve yetişkinlerden de yalnızca sanatçılar yardım edebilir. Tek umudumuz çocuklar, çocuk kalabilenler ve onların kurdukları hayaller.

a

Bremen Mızıkacıları Yeni Dünya Bandosu

Çizgi Kukla Tiyatrosu

Grimm Kardeşlerin ünlü hikâyesinden bir uyarlama
Oyunumuzda, evlerinden kovulan Eşek, Köpek, Kedi ve Horoz’un hayatta kalma ve özgür bir yaşam kurma mücadeleleri anlatılmaktadır.
Eşek, yaşlandığı için ev sahibi ona kötü davranmakta ve hor görmektedir. O da çareyi kaçmak da bulur. Yine köpek de yaşlandığı ve eskisi gibi avlanamadığı için sahibi tarafından kovulmuştur. Kedi ise tembel olduğu ve bir işe yaramadığı gerekçesiyle evinden sokağa atılmıştır. Horoz ise eve gelen misafirler için kesip yenmek istediği için kaçmıştır. Tüm hayvanların yolları kesişir ve Bremen’e gidip Belediye Bandosuna katılmaya karar verirler.
Ancak bu oyunumuzda Kahramanlarımız kendilerine ait bir dünya kurma fikri ile çalışmalara başlarlar. Kendi evleri kendi bandoları olacak ve özgürce doğada yaşayacaklardır; ama başları bir gece Yeni Dünya Bandosu Çalışmalarından eve dönerken derdi girer…

a

Baby Concerts ile Mevsimler: İlkbahar

-

Türkiye’de ilk ve tek bebek ve çocuklara yönelik klasik müzik topluluğu BabyConcerts ilk defa Sahne Dragos’ta!

45 dakikalık konserde küçük sanatseverler W.A.Mozart, G.Bizet, J.Strauss gibi dünyaca ünlü bestecilerin eserlerini bir ilkbahar masalı eşliğinde dinleyecek. Vivaldi’nin ünlü Dört Mevsim konçertolarından parçalar çalınacak programda minikler gerçek bir balerinle de tanışma şansı bulacak.

Sanatçılar:

Didem Karakaya - Flüt (Türkiye)
Pek çok orkestra ve toplulukta flüt, piccolo ve alto saksafon çalıyor. "Marsyas Flute Dörtlüsü" ve "Trio ad Libitum" topluluklarının üyesi olan Karakaya, 2015 yılında "Flütistan" Uluslararası Flüt Buluşması'nı düzenledi. TRT Radyo-3'e 10 yıl boyunca program hazırladı.

Alise Juska Savga - Keman (Letonya)
Amsterdam'da eğitim gördü, Avrupa çapında Barok orkestralara liderlik etti ve çeşitli topluluklarda solist olarak sahneye çıktı. Jāzeps Vītols Letonya Müzik Akademisi'nde erken dönem müziği yorumlama dersleri veren Savga, ayrıca DJ'lerle çalıştı ve elektrik kemanıyla şovlara katıldı.

Kasia Özdemir - Keman (Polonya)
Poznan Müzik Akademisi'nden yüksek lisans derecesi ile mezun oldu. Müzik yarışmalarına katıldı ve İtalya’da bir müzik ajansında çalıştı. Mısır, Tunus, Katar, Çin gibi ülkelerde çeşitli orkestralarda çaldı. Uluslararası olarak keman öğretmenliğinde zengin bir tecrübeye sahip olan Özdemir, hem klasik hem de popüler müzik alanlarında aktif.

Feride Berin Varol - Çello (Türkiye)
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun oldu. TRT Radyo 3'te kendi programlarını hazırladı. Piyanist, aranjör, çellist olarak çeşitli orkestra ve topluluklarla kayıt ve konser performanslarını sürdürüyor. Kurucularından olduğu 'Fürûzan’, 'Trio Tonne' ve 'Tres Reinos' grupları ile çalışmaları devam ediyor.

Olga Yürükoğlu - Balerin (Azerbaycan)
Bale çalışmalarına Bakü'de 6 yaşında başladı, Bakü Devlet Opera ve Balesi'nde çalıştı, Bolşoy Tiyatrosu, Moskova'da Kremlin, St. Petersburg'da Mariinsky Tiyatrosu, İstanbul'da AKM, Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde sahne aldı. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde eğitim veren Yürükoğlu şu an özel kurumlarda öğretmenliğe devam ediyor.

İbrahim Barulay - Anlatıcı (Türkiye)
Atatürk Üniversitesi Sahne Sanatları/Oyunculuk Ana Sanat Dalı’ndan 2014’te mezun olduktan sonra İTÜ Devlet Konservatuvarı’nda Müzikoloji Yüksek Lisans programına katıldı. Gitar ve bağlama enstrümanlarına hakim olan Barulay, Semaver Kumpanya altında birçok tiyatro oyununda sahne aldı.

a

Evde Yokuz

Tiyatro Monroe

Hillary White oldukça varlıklı ve saygın bir aileden gelmektedir, eşi Steve White ile mutlu ve refah içinde yaşamaktadır. Bir şükran günü yemeği için yakın arkadaşları Lucia, Frankie ve Brad'i evine çağırır. Farklı sosyal hayatlardan ve kültürlerden gelen bu arkadaşlar gece boyunca bir çok olay yaşayacaktır. Karşı villaya taşınmakta olan yeni Lübnanlı komşuları Salma ile tanışmak için onu da yemeğe davet ederler. Yemek boyunca güncel hayat sorunlarından, ikili ilişkilere kadar birçok konuda konuşacaklardır. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürecek bu yemek zaman geçtikçe daha da içinden çıkılmaz bir hale gelecektir. Beklenmedik bir şekilde çalan zil ile gecenin nabzı tamamen değişir. Davetlilerin yanında davetsiz misafirlerin de geleceği bu şükran günü yemeği entrikaların ve koşuşturmacaların eksik olmadığı tempolu bir geceye dönüşecektir. Günümüz ilişkilerini, arkadaşlıklarını, sadakat ve sır kavramlarını derinlemesine işleyen bu oyunda konuklar rahatça oturacakları bir dakika bile bulamayacaklardır. Tek tek aralanan sır perdelerini bir bir kapatmaya çalışan grup, işleri toparlamaya çalışırken her şey daha da kötüye gidecektir. Ve hayatları boyunca bir daha unutamayacakları aksiyon dolu bir şükran günü yemeği yaşayacaklardır.

a

Cello Paradiso

-

İstanbul’da yaşayan dört çellist arkadaştan oluşan Cello Paradiso, farklı coğrafya ve dönemlerin müziklerinden oluşan repertuvarlarıyla dinleyicilerine zengin bir yelpaze sunmaktadır. Müziğin bir araya getirdiği bu dört kadın, doğadan hayvan sevgisine, edebiyattan seyahate birçok ilgi alanında buluşmuş ve bu ortak ruhla çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde öncü ve destek olarak yer almayı hedeflemektedirler. Halen solo kariyerlerine ve akademik çalışmalarına bireysel olarak devam eden Cello Paradiso üyeleri, müziğin ve çellonun kendi hayatlarına kattığı zenginliği dinleyicilerle paylaşmak üzere yolculuklarına devam ediyorlar.

Çünkü hayat müzikle, çünkü hayat paylaşınca güzel.

a

Tenor Aykut Yılmaz Bahar Konseri

-

Tenor Aykut Yılmaz’ın yorumu ile bahar sevincini ve aşkı anlatan şarkılar ile zengin bir repertuar ile gerçekleştireceğiz. Sizi özellikle İstanbul Şarkıları, Tangolar, Valsler, Latin ve Napoliten şarkılar ile büyüleyeceğiz.
Konserimiz interaktif olup tüm salonun şarkıları ve dansları paylaşabilmeleri ana amacımızdır.
Sahne Dragos'ta yapılacak konsere tüm sanatseverleri bekliyoruz.
Not: Bu konser interaktif bir konserdir. Şarkıları birlikte söyleyeceğiz.
Konser Yaş Sınırı: 7 yaş ve üzeridir.
Konser süresi: 2 saat.
Konser arasızdır.

a

Hangisi Karısı

Epizot Görsel Sanatlar

John Smith Londra'da bir taksi şoförüdür. John'un birbirinden farklı iki hayatı, Londra'nın farklı bölgelerinde iki evi vardır ve de resmi olarak evli olduğu iki eşi: Mary ve Barbara. Çok sıkı bir zaman programı yaparak iki evliliğini de hiç şüphe çekmeden devam ettiren John, bir akşam yaşlı bir kadını hırsızlardan kurtarmak isterken gözünü hastanede açar. Hırsızlık olayını araştıran dedektiflerin sorularıyla John'un bütün düzeni bozulmak üzeredir. Üst kat komşusu Stanly'den yardım ister ancak Stanly yardım etmekten çok işleri daha da karıştıracaktır. Barbara'nın yeni komşusu Bobby'nin de dahil olmasıyla olaylar içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.

a

Ahmet İhvani - Konser

-

Kanada’da yaşayan özgün müzik yorumcusu Ahmet İhvani, 6 Ekim'de sizlerle buluşuyor..

a

Aşk Hikayen Düşmüş

Tiyatro Hayali

AŞKIN MASAL BAHÇESİ: “AŞK HİKAYEN DÜŞMÜŞ”

Gönül kenarlarına, yürek damarlarına işleyen “Aşk Hikayen Düşmüş” izleyenleri büyülü bir yolculuğa çıkarırken yolculuk boyu sürecek neşeli ikramlarıyla ve gidenleri anımsatıyor; ruh eşini arama ve bulma serüveniyle iyi hissettiriyor.

Albatrosların, küçük insanların, kanatlı sokak müzisyenlerinin, gönülçelencilerin, roman kahramanlarını, küçük şairlerin kol gezdiği bu aşk lunaparkı, iki kişilik oyuncu performansıyla göz dolduruyor. Ayça Koyunoğlu ile Fatih Koyunoğlu’nun rolden role girerek anlattıkları bu eğlenceli masal, seyircisine temposu hiç düşmeyen sevimli bir aşk yolculuğu vaadediyor.

Kahramanlarımız “kadın” ve “erkek” henüz birbiriyle karşılaşmamış iki aşıktır. Evren bu ruhları bir araya getirirse muhteşem bir aşk masalı armağan edilecektir yeryüzüne. Peki tam tersi olursa, hikaye onlar için daha zorsa, yine de aşk devam edebilir mi? İki ruh eşi ayrı hayatlar içinden sürdürebilir mi hikayeyi, yoksa insan eşini bulduğu zaman mı ruhuyla yaşamaya başlar? Soruları sorup yanıtlarını seyircisiyle birlikte tartışmaya açan “Aşk Hikayen Düşmüş” seyircisine daha önce deneyimlemediği bir seyir zevki sunuyor.

Siz böyle bir aşka inanır mısınız?

Dünya’nın herhangi bir yerinde ya sizin de bir ruh eşiniz varsa ve farkında olmadan aynı oyunu oynuyorsanız, gökyüzüne bakınca aynı şeyleri görüyorsanız, tüm karmaşanın ortasında durduğunuz o anda birbirinizi hissediyorsanız…

Ceplerinizi kontrol edin. Aşk hikayeniz bir yerlerde düşmüş olabilir.

a

Ahmet Aslan - Konser

-

Türkçe ve Zazaca halk eserleri söyleyen, Anadolu müziğini batı enstrümanlarıyla birlikte unutulmaz eserlere dönüştüren Ahmet Aslan, kendi buluşu olan "Ditar" adlı enstrümanı ile dinleyicisiyle buluşmaya devam ediyor.

a

Korkuyu Beklerken

-

Korkularından başka silahı olmayan bir adamın, silahları parçalanana kadar mücadele ettiği bir kavga. Bu kavgada anlatılanlar için, aslında bir başka Tutunamayan'ın hikayesidir diyebiliriz. Zaman zaman bir rehber olarak kullanmaya çalıştığımız Tutunamayanlar'da, Oğuz Atay bu türün (disconnectus erectus) tanımı için şöyle demiş; "Erkekleri, yalnız bırakıldıkları zaman acıklı sesler çıkarırlar. Dişilerini de aynı sesle çağırırlar. Genellikle terkedilmiş yuvalarda yaşarlar. Belirli bir aile düzenleri yoktur. Doğumdan sonra ana, baba ve yavrular ayrı yerlere giderler. Toplu olarak yaşamayı bilmezler ve dış tehlikelere karşı birleştikleri görülmemiştir. Belirli bir beslenme düzenleri yoktur. Başka hayvanlarla birlikte yaşarken onların getirdikleri yiyeceklerle geçinirler. Kendi başlarına kaldıkları zaman genellikle yemek yemeyi unuturlar. Bütün huyları taklit esasına dayandığı için, başka hayvanların yemek yediklerini görmezlerse, acıktıklarını anlamazlar. İçgüdüleri tam gelişmemiştir. Kendilerini korumayı bilmezler. Fakat -gene taklitçikleri nedeniyle- başka hayvanların dövüşmesine özenerek kavgaya girdikleri olur. Şimdiye kadar hiçbir tutunamayanın bir kavgada başka bir hayvanı yendiği görülmemiştir."

a

Moonlight

-

Daha önce hiç gece ayın ışığını görmediğiniz zaman endişelendiğiniz oldu mu?
Amy’nin oldu. Bu duruma yattığı yataktan çözüm bulamasa da, hayal dünyasında Ay’ın aydınlık yüzünü bulmayı tercih etti. Rüyalarında çıktığı bu yolculukta gezegenleri tanıyan Amy, sorunun Güneş’ten kaynaklandığını anladığında, ona paylaşmanın önemini anlatmanın bir yolunu buldu. Her şeyi tek başına halledemeyeceğini ve birlikten kuvvet doğacağını anlayan Güneş’in bu duruma ikna olması pek zor olmadı.

Oyun gezegenler ve gökyüzü temaları üzerinden, okul öncesi ve ilköğretim müfredatına uygun olarak hazırlanmıştır. Çocuklara pes etmemenin onları başarıya ulaştıracağını gösterirken, yardımlaşmanın ve arkadaşlığın önemini de anlatmaktadır. Bir çocuğun hayal dünyasının rüyalarına taşındığı bu oyunda, izleyiciler aynı zamanda interaktif şekilde oyuna katılırlar. Bu katılım çocukların hedef dile ilgilerini arttırıp olumlu tutum geliştirmelerine yardımcı olur.
Oyunumuz 5 yaş ve üzeri seyirciler için uygundur.

a

Tatavlada Son Dans

-

+ Kar kalkınca beni daima bir korku basar

- Neden?

+ Çünkü onların yeniden hortlamasından korkuyorum

- Onlar?

+ Evet onlar. Yağmacılar... mi milas... Onlar hiç durmadılar....

Bir bekleyişin, belki de bir direnişin hikayesidir Tatavlada Son Dans. Geçmiş ve şimdiki zaman arasına sıkışmış bir yağmanın yükünü taşıyan Eleni ve Gül’ün, bellek tazelemek ve unutmak için çocuk saflığıyla oynadıkları gülümseten parçalı yapının tamamıdır. “Geçmiş sadece güzel anılardan ibaret değil” der karakter. Işıltılı şehrin içerisinde 6-7 Eylül’ün izlerini taşıyan yıkık, dökük bir ev. Çatlak porselen ürkekliğinde bakışlar. Kırılırsa belki de aşk sızacak kim bilir. İki Rum kadının gitmek ve kalmak arafındaki yaşanmışlıklarına, toprağa tutunmalarına, Rembetiko tadında küçük bir dokunuştur bu oyun.

Şaban Ol’un Eleni ve Gül oyunundan hareketle...

a

Nurettin Rençber - Konser

-

Bestelediği güçlü şarkılarla hem öğretmen hem müzisyen olan Nurettin Rençber 31 Ekim'de Sahne Dragos'ta.

a

Meçhul Paşa

Tiyatro Hayali

-Bir Hınzır Neşriyat-

“Meçhul Paşa”, efsanevi mizah gazetesi Marko Paşa’nın masalsı günlüğünü tutan şenlikli bir ortaoyunu...

Dönemin büyük yazarları Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz ile karikatürist Mustafa Mim Uykusuz’un birlikte çıkardıkları Türkiye’nin ilk siyasi mizah gazetesi Markopaşa’nın 1946’da başlayıp meçhule giden serüveni...

Bir cılız kalemden dile gelen hakikatin öyküsü...

Toplam 7 isim, 8 sahip, 10 yazı işleri müdürü, 9 matbaa, 10 adres değiştirerek dönemin çetin koşullarında ‘devleri bile korkutan’ ve ‘fırsat bulabildiği zamanlarda’ her şeye rağmen çıkan 77 sayı...

Bu sayılar aleyhine açılan 16 dava sonucu yatılan toplam 8 yıl, 2,5 aylık mahpusluk da cabası...

Gökten düşen üç ilham perisi elmalarını yazarlarına paylaştırmış; muratlarına ermişler mi bilinmez, kerevete
çıkmadan görülmez...

“Gülmezsen cehennemdesin”

İyi seyirler...

Tiyatro Hayali

a

Cem Olmak

-

Bazen ıslak ıslak bakarız birine, aşk deriz adına... O aşkın uğruna feleğin tekerine çomak sokarız. Veya hayat bazen acı verir ruhumuza. Bu son olsun deriz dua niyetine...

Kaybettiklerimizi özleriz, resimlerine bakarız. Resimleri gözyaşı döker. Hakkımızı savunuruz Maden Ocağı’nı söyleyerek.

Tüm bunlar ve fazlası gerçek sanattır. Cem Karaca ise gerçek bir sanatçı, bir efsane...

“Cem Olmak” seyirciye Anadolu rock müziğinin efsane ismi Cem Karaca'nın muhteşem şarkıları ile müzik ziyafeti sunarken, Cem Özer'in usta oyunculuk performansı ve Murat Gürvardar'ın klasik biyografik eserlerden farklı yenilikçi metni, Murat Gürvardar ile Cem Özer’in sinematografik rejisi, Ercüment Vural’ın müzikal düzenlemeleri ve Burcu Koçyiğit'in koreografisiyle birleşen modern dans performanslarıyla muhteşem bir görsel şölen sunuyor.

Seyircinin yer yer eğlenip, yer yer hüzünlenerek izleyeceği “Cem Olmak”, toplumun tüm dünyayı saran kalitesizlik canavarından kurtuluşunun, ancak iyide ve güzelde birleşmekten “Cem Olmak”, yani birlik olmaktan geçtiğini anlatıyor.

a

Arkadaşlık Sanatı

Gada Tiyatro

Yasmina Reza’nın kendi hayatında yaşadığı bir olaydan yola çıkarak yazdığı bu oyunda, üç eski arkadaş, Marc, Serge ve Yvan, yıllar süren dostluklarını, hayatlarına yeni giren bir tabloyla sorgulamaya başlarlar. Arkadaşlığın ‘’kusur’’ları, bir sanat eserinin bazen karşısında, bazen içinde, bazen arkasında belirmeye başlar. Dostluklarda hala keşfedilecek çok şey vardır.

Marc: Not mu aldın?
Yvan: Evet, çünkü çok komplike. Okuyayım mı?
Serge: Oku.
Yvan: ‘Eğer ben ben olduğum için bensem, sen de sen olduğun için sensen, ben benim sen de sensin. Ama, ben, sen sen olduğun için bensem, sen de ben ben olduğum için sensen, o zaman ben ben değilim, sen de sen değilsin.’
(sessizlik)
Marc: Kaç para veriyorsun sen ona?
Yvan: Seansı dört yüzden haftada iki kere.
Serge: Çok iyi para.

a

39 Buçuk Basamak

Tiyatroadam

TiyatroAdam ihtimamla sunar;
“39 BUÇUK BASAMAK”

“Abesle İştigalde Fevkalade Münasip Bir Temaşa!”

"Erken Cumhuriyet yılları, İstanbul.
Çiçeği burnunda İskoç yazar John Buchan, kaleme alacağı serüven romanını çalışmak üzere Pera Palas Oteli'ne yerleşir.

Fakat bir bayram gecesi katıldığı Feshane şenliklerinde cinai bir vakanın baş zanlısına dönüşeceğinden, zaptiyeler, casuslar ve jurnalciler tarafından kovalanacağından bihaberdir.

Ulusal bir insan avının ana hedefi haline gelen John, kılık değiştirerek Haydarpaşa'dan hareket eden Anadolu Ekspresi’ne atlar ve kendini aklayabilmek için “Dünyanın Ortasına” doğru yola çıkar.

Nasreddin Hoca’nın eşeğinin sağ arka ayağının bastığı Akşehir’e…

Peşinde olduğu serüven, o'nun peşine düşmüştür artık."

Başta James Bond olmak üzere bir çok ikonik polisiyeye ilham kaynağı olan John Buchan’ın “39 Basamak” romanı, Alfred Hitchcock tarafından beyazperdeye taşındığından beri defaatle sinema filmlerine, radyo ve tiyatro oyunlarına uyarlanmıştı.

“39 Buçuk Basamak” ise bu sefer eserin yaratıcısı John Buchan’ı oyunun baş kahramanı haline getiriyor.

Ve yazarın “Yeşil Kaftan” adlı devam romanının Türkiye'de geçiyor olmasını kendine emsal alarak, Erken Cumhuriyet Dönemi’nde cerayan eden, şark ile garbın tokalaştığı İstanbul'dan
Anadolu'ya uzanan, hayretliklere mahsus bir tarihi kurmacaya dönüşüyor.

*İşbu oyun; beynelmilel bir avantürü, otantik kültürel belleğimiz ile anlatma gayretinin ve tiyatro sanatında janrlar arası melez bir tür yaratma çabasının mahsulüdür.

a

Joey's Adventures

Tiyatro Fil

Daha önce hiç hayvanat bahçesi gördünüz mü veya ziyaret ettiniz mi?
Peki sizce hayvanlar hayvanat bahçesinde yaşadıkları için mutlular mı?
Ailesini kaybeden Joey, onların hayvanat bahçesine kapatıldığını düşünür ve ailesini aramaya başlar. Kendini bir anda bir kafeste bulduğu zaman, burada yaşayan arkadaşlarının ne kadar mutsuz olduğunu anlar ve onları çıkarmak için elinden geleni yapar. Kafesten kurtardığı hayvan dostları ile birlikte ailesini aramak eskisinden daha kolaydır.

NEDEN İZLEMELİYİM?
Oyunumuz içerik olarak aile teması üzerinden aile sevgisini; paylaşma ve yardımlaşma davranışları üzerinden de arkadaşlığın önemini vurgulamaktadır.
Anlatım dili itibariyle İngilizce ile yeni tanışmış çocukların kolaylıkla anlayabileceği okul öncesi seviyesine de hitap eden bu danslı, müzikli ve eğlenceli oyunumuzu keyifle izleyeceksiniz. Çocuklarımız, kahramanımızın sorularını cevaplayarak ona yardım edecek ve bu şekilde oyuna interaktif olarak da katılmış olacaklar.

Have you ever seen or visited a zoo?
Do you think that animals are happy living in zoos?
The little elephant Joey loses her family and thinks that they are in the zoo. So, she tries to find them. Then suddenly she finds herself in a cage and Joey understands how unhappy her friends are in those cages. She tries to do her best to take them out. It is easier now to look for her family with the animal friends after saving them from the cages.
REASONS TO WATCH?
The content of our play emphasizes on the importance of friendship upon sharing and helping behaviors and family love upon family theme.
In respect of the language; you will watch this play including music, dance, fun with pleasure and our play is adapted for preschool, kindergarten, even very young language learners who can easily understand the theme and events. During the play, students will have a chance to participate in the events interactively by answering our characters’ questions and they help the characters with this way.

NOT: Oyun, 3-11 yaş arası çocuklar için uygundur. Süresi 45 dakikadır ve tek perdededir. Oyun dili yalın ve basit bir İngilizceye sahip olduğundan, izleyecek çocukların çok iyi İngilizce bilmesine gerek yoktur.
Tüm çocuklar keyifle izleyebilirler.

a

Yatak Odası Sırları

Yol Yapım & Vigor Kültür Sanat

Hayattaki sorunların yatak odasından kaynaklandığı ya da yatak odasındaki sorunların hayatın tümünden kaynaklandığı problemi yumurta tavuk olayına dönüşüp, çiftlerin hayatını zehir ediyor.

Teknoloji sayesinde, birbirini duymayan, görmeyen, koklamayan ve birbirine dokunmayan insanların salonlarında olup bitenlerden haberdarız. Mutfak kavgalarını da paylaşıyoruz. Ama yatak odaları; gerçek tartışmaların da gerçek uzlaşmaların da yaşandığı asıl yerler oraları, oralarda neler olup bitiyor? Yoksa asıl sorun da asıl çözüm de orada mı gizli?

Mutsuz bir ilişkinin nedeni mutsuz bir cinsellik mi yoksa mutsuz bir cinsellik, mutsuz bir ilişkinin sonucu mu? Bu oyunda sizlere yatak odalarında olup bitenleri komik ve eğlenceli bir üslupla anlatmaya çalışacağız. Bazı sahneleri abartılı bulabilirsiniz ama birçoğunda kendinizi ve kendi yatak odanızı bulacağınızı düşünüyoruz.

a

Leyla ile Mecnun Değil

Tiyatro Bal Porsuğu

Charlie Chaplin “Komedi yapmak için tek ihtiyacım olan bir park, bir polis ve hoş bir kız” demiştir. Her zaman aklımın bir tarafında mıh gibi tuttum bu sözü; ve zaman ve hayat ve değişimin kaçınılmaz hızı Chaplin’in komedi yapma ihtiyacını günümüze yine en kışkırtıcı şekliyle taşıyor. Bir park, bir polis, hoş bir kız; zaman ve dahi mekana göre “HERKES” oluyor. Ben oluyor, sen oluyor, o oluyor. Chaplin’in parkı, polisi ve hoş kızı her şeydir, herkestir artık, tıpkı Chaplin’in “HERKES” olması gibi…
Leyla ile Mecnun Değil bizim komedi yapmak için “HERKES”lerimizdir. Kadın ile Adam boşanmak üzerelerdir. Yaklaşık altı aydır evleri ayırmışlar, birbirlerinden uzaklaşmak, bitmiş bir aşktan kaçmakla, yeniden ateşlenmekten korkmak arasında gel-gitler ve kör olası alışkanlığın boyunduruğu ile cebelleşmektedirler.
Boşanmalarına iki gün kala en sevdikleri, en çok görüştükleri, aşklarına tanıklık etmiş hatta nikah şahitliklerini yapmış İskender abileri ölüverir. Kadın ile Adam gömeceklerdir İskender abilerini; tam da boşanma davasından bir gün önce. Cenaze ve merasim silsilesi içinde geçen oyunumuzda, ‘Kadın ve Adam’ı ilişkilerini sorgularken, bazen didişirken, bazen de gülüşürken izleriz. Sevginin içinde öfke, hüznün içinde gülümseme, hızın içinde durgunluk. İnsanlık tüm azgınlığı ve doyumsuzluğuyla tüketirken dünyayı, Kadın ve Adamlar tükenmeyecekler mi? Çok iyi anlaşmak bile zarar mı verecek? Beraber çok çok ama çok eğlenmek bile tüketecek mi?
Tükenmek, yeniden yaratılmak belki de.
Bir cenaze üzerinden, boşanan iki çiftin herkes gibi olduğu, küresel erkek-kadın dertlerinin dünyanın dertleriyle örtüştüğü, yaşamı ve ölümü tekleştiren oyunumuzla seyircimizle birlikte çok eğleneceğiz.

a

Clean Clean with Green

Tiyatro Fil

Üçgen, Kare ve Daire adlı şekil temizlikçiler aynı anda bir parkı temizlemeye gelirler ve kimin o parkın asıl temizlikçisi olduğuna ve parkı kimin temizleyeceğine bir türlü karar veremezler. Sonunda akıllarına bir fikir gelir. Bir yarışma düzenlemeye karar verirler. Bu yarışmayı kazanan parkın gerçek temizlikçisi olacaktır. Ancak bu yarışmayı üçü de kazanınca işler yeniden karışır. Şekiller sonunda parkın aslında hepimizin ortak yaşam alanı olduğuna karar verir ve parkı hep birlikte temizlemeye karar verirler. Sonunda kazanan dostluk olur.


Oyun, şekiller ve yiyecekler temaları üzerinden okul öncesi ve ilköğretim müfredatına uygun olarak hazırlanmış olup, konu itibariyle dostluk, arkadaşlık ve paylaşma değerlerini de barındırarak çocuklara çevre temizliği bilincini kazandırmayı amaçlar. İnteraktif yapıya sahip bu oyun çocukların İngilizce konuşarak aktif olarak oyuna katılmalarını sağlamasının yanı sıra İngilizce diline ilgilerini de arttırır.

Oyunumuz 3 yaş ve üzeri seyirciler için uygundur.

a

Alevli Günler

Vigor Kültür Sanat & İstanbul Halk Tiyatrosu

Çocukluğundan beri ayrılmamış üç arkadaş, biri mahallenin kasabı, biri muhasebeci, biri de Türk kültürü profesörü olmuş üç kafadar... İçlerinden biri kanser olunca, inançları gereği öldükten sonra yakılmak ister ve farklı olana yaşam hakkı vermeyen düzenle karşı karşıya gelirler. Başvurdukları her yerde başka komediler yaşar, her türden anlaşmazlık ve anlayışsızlıklarla karşılaşır, bize çağdaş bir “Yaşar-yaşamaz” hikayesi sunarlar.

a

Jules Verne İle Zamanda Yolculuk

-

Tiyatro oyunumuzda hem bilim hem de edebiyat dünyası açısından çok önemli bir isim olan dahi bilim kurgu yazarı Jules Verne ile tanışıyoruz.
Çılgın bilim insanlarımız çocuklarımızla beraber Jules Verne’in şaşırtıcı icatlarıyla seyahat ederken, heyecan verici olayları da keşfe çıkıyor.

İnteraktif bilim tiyatromuz çocukları bilimle ve eğlence ile buluşturan tamamen orijinal bir formattır. Çocukları deneyler, bilim ve tiyatronun bir karışımıyla fantastik bir yolculuğa çıkarıyoruz.

a

Bize Bir Mucize Lazım

-

"Çok farklı…
Çok eğlenceli…
Müzikal bir deneyime hazır mısınız?
Yüzsüz kabare iftiharla sunar…
…Bir mucize Lazım…
Muhteşem bir orkestra, muhteşem bir show ve komedi
Üstelik orkestramızı siz yönetebilir belki de aradığımız orkestra şefi sizsiniz…
Bir müzice Lazım"

Yöneten : Burak Sağlam
Müzik : Murat Erinç / Özgün Müzik
Solo Gitar : Onur Çetinkaya
Bas Gitar : Ekin Bilgin
Perküsyon/Hakan Yilmaz
Solistler/ : Turgay Yakut - Şeyda Erbaş

a

Hayalbaz Kaşifler

Tiyatro Hayali

“Hayaller yüreğinin gücünü gösterir. Sen hele bir hayal et evlat.”

Korsanlar, balıkçılar, süper kahramanlar, kraliçeler, soytarılar, çobanlar, efsanevi kuşlar, ejderhalar, katırlar, balinalar, uçurtmalar, hazineler, mağaralar, tılsımlar… Hayal gücüyle hayat bulan masallarla dolu bir şenlik var “Hayalbaz Kaşifler”de. Yeter ki sen de hayal et ve keşfet…

Hayalbaz Dede, gündüz gece demeden diyar diyar dolaşır, çocukların hayallerini gerçekleştirmek için elinden geleni yaparmış. Bir gün yolu, dört oyunbaz çocukla kesişmiş ve onların hayallerine rehberlik etmek için türlü masalları oyunlarla süslemiş.

Gerçek hazinemiz hayallerimiz mi acaba? Gerçeklere ulaşmanın yolu biraz da hayal kurmaktan geçmez mi?

Tekerlemeleriyle, gölge oyunlarıyla, kağıttan kuklaları, eğlenceli şarkılarıyla misafirlerine bir masallar şöleni sunan “Hayalbaz Kaşifler”e 7’den 70’e herkesi bekliyoruz.

“De bakalım nedir en büyük hayalin. İlk senin hayalini gerçekleştirelim.”

a

Profesyonel

Bam Yapım

Emekli bir polis memurunun, genç bir edebiyatçıyı hatırlayamadığı gerçeklerle yüzleştirdiği, soluk soluğa izlenecek "Profesyonel" Cem Emüler'in yönetmenliğinde, Burak Sergen ve Yalçın Hafızoğlu'nun performansıyla sahneleniyor.

Dünyaca ünlü Sırp yazar Duşan Kovaçevic, Yugoslavya’daki büyük dönüşümden önceki ve sonraki toplumsal-politik yaşamı, bir entelektüelin yaşamöyküsü içinde ironik bir üslupla anlattığı Profesyonel BAM Yapım prodüksiyonuyla şehrine geliyor.

a

Laboratuvar Sihirbazları

Tiyatro Yeniden

Çocuk tiyatrosunda yeni bir deneyime hazır mısınız? Çocuklara
bilimi, aklı, bilimsel düşünceyi, hayal kurmayı sanatla sevdirmeyi
amaçlayan ve 52 ülkede çocuklarla buluşan Nutty Scientists interaktif
Bilim Tiyatrosu artık Türkiye'de. Başarılı bir sihirbaz olmak el
çabukluğu ister ama daha etkileyici olan bilimle gösterisini
taçlandırandır. Bilimin şaşırtıcı dünyasına hoş geldiniz. Sihirbaz
olmak isteyen bir bilim insanı büyük bir sınavdan geçmek üzere.
Müziklerle bezenen oyunumuzda , olağanüstü bilim şovları
izleyeceksiniz. 1996 yılından bu yana dünyada çocuklara bilimi
sevdirmeye devam eden Nutty Scientists, Dersu Yavuz Altun'un sanat
yönetmenliğinde çocuklarımıza özgüven, takım çalışması ve eleştirel
düşünce başta olmak üzere temel insani değerlerin kapılarını aralıyor.

a

Kral Şakir - Kapadokya Macerası

-

Yeni bir maceraya atılmak için hiç vakit kaybetmeyen Kral Şakir'in yeni durağı Kapadokya’dır. Canan, Mirket ve Fil Necati de bu macerada yerlerini almışlardır. Turistik gezi gibi başlayan bu hikayede karşılaştıkları süpriz olaylar onları çok şaşırtacaktır. Canan ve Şakir sorunu çözmeye çalışırlarken Mirket'in robotları da onlara destek olacaktır. Tabi bu sırada Fil Necati de komikliklerine ara vermeden devam ederek izleyenleri her an güldürmeye devam edecektir.

Acele et, sen de bu macerayı sakın kaçırma!

a

12 Numaralı Adam

OPUS Görsel Sanatlar

Yıllarını aynı takımda geçirmiş bir kaleci ...

İki maç üst üste yediği hatalı goller nedeniyle yedek kalmış ve iki sene boyunca tekrar kaleye geçeceği günü beklemiştir.... Kader onu kalesine belki de hiç top gelmeyecek bir maçta tekrar kaleye geçirir..

Bu 90 dakika onun ; geçmişini , yaşadıklarını , seçimlerini ve hayatı , seyirciyle beraber sorguladığı bir doksan dakikaya dönüşecektir.... Erkan Kolçak Köstendil’den kalede kalmak, aile olmak, yalnız kalmak, çizgilerin dışına çıkmak üzerine tek kişilik bir oyun.

a

Küçük Kara Balık

Balon Kukla Tiyatrosu

Samed Behrengi'nin unutulmaz eseri çocuklarla buluşuyor. Oyunda, Küçük Kara Balık'ın karşılaştığı yanlışları doğruya, kötüyü iyiye çevirmeye çalışan sürprizlerle dolu, heyecanlı hikayesini çocuklar ilgiyle izliyor. Dünyayı görmeye meraklı küçük bir balığın özgürlüğe uzanan yolculuğunun anlatıldığı oyun; adalet, eşitlik, öz güven, cesaret ve benzeri kavramları çocuksu bir bakış açısı ile ele alıyor.

a

Doğu Ekspresinde Cinayet

Tiyatro Ak'la Kara

AGATHA CHRISTIE’NİN “DOĞU EKSPRESİNDE CİNAYET” ROMANI TÜRKİYE’DE İLK KEZ TİYATRO SAHNESİNDE!

1933 yılında Agatha Christie’nin İstanbul Pera Palas’ta kaleme aldığı, o yıldan günümüze kadar onlarca dile çevrilen, sinema filmi uyarlamaları yapılan kült eseri Doğu Ekspresinde Cinayet sizlerle buluşuyor.

Christie'nin dünyaca ünlü dedektifi Hercule Poirot, ete kemiğe Atilla Şendil'in oyunculuğuyla bürünüyor.

İstanbul’dan yola çıkan Doğu Ekspresi'nde çok farklı karakterlerin yanı sıra dünyanın en ünlü dedektifi Hercule Poirot da vardır. Daha ilk gece trende vahşi bir cinayet işlenir. Ama bunu yapabilecek herkesin tanığı vardır. Üstelik cinayetin işlendiği kompartıman gereğinden fazla kanıtla doludur. Poirot hayatında ilk defa sıkıntılı anlar yaşamaktadır. Maktulü kim ya da kimler neden öldürmüştür? Sıradan bir yolcu grubu gibi görünen kişiler aslında bir şeyler mi saklamaktadır? Tren bir dağ başında kara saplanıp mahsur kalınca Poirot polis gelmeden katil ya da katilleri bulmak için zamanla yarışmaya başlar.

a

Karanlıkta Komedi

Öz&De Yapım

1960'lar Londra'sının çalkantılı günlerinde geçen, son derece basit bir düşünce üzerine kurulmuş, sofistike çok esprili, gürültülü patırtılı bir farstır.

Karanlıkta Komedi, ışıkların sönmesi ile birlikte karanlıkta el yordamı ile dolanan karakterler arasında geçen, ama bu kör döğüşünün ışık altında seyirciye sunulması düşüncesiyle yazılmış, en modern komedilerden biridir.

a

Feramuz Pis!

TiyatroDEA

"Gerçek bir kahraman gücüyle değil, kalbiyle ölçülür"
Feramuz, İstanbul Feriköy’de yaşayan Mardin göçmeni Süryani bir ailenin doğuştan özel gereksinimli en büyük çocuğudur.
Feramuz’un ailesi bu eski apartman dairesinde, dışarıdaki kocaman dünya ile var olma savaşını sürdürürken, Feramuz da benzer bir savaşı büyülü gerçek dünyasında kendi yöntemleriyle vermektedir.
İKSV'nin düzenlediği 24. İstanbul Tiyatro Festivali'nde prömiyerini yapan Feramuz Pis! farklı tiyatro biçimlerinin armonisiyle düş ve gerçeğin sınırlarını ortadan kaldırıyor.

a

On Yıl Sonra

Tiyatro Dan

2022 yılında DAN diye kurulan Tiyatro DAN, yeni oyunu On Yıl Sonra ile ikinci sezonunda da sahnelerde seyircisiyle buluşuyor.
Ekranların ve sahnelerin sevilen isimleri Rüştü Onur Atilla, Özgün Bayraktar ve Doğan Akdoğan ‘ın rol aldığı bu romantik komediyi başarılı yönetmen Mert Öner yönetiyor.
Yılların su gibi akıp geçtiği On Yıl Sonra; seyircisini geçmiş ve gelecek arasında kahkahalı bir zaman yolculuğuna çıkarırken zaman zaman bu yolculukta duygusal molalar da veriyor.

On yıl öncesine gidebilseniz neyi değiştirirsiniz?
Peki ya on yıl sonrası için hayaliniz ne?
Mutluluk ne? Sadece mutsuz olmamak mı?

Bir akşam yemeği. Bir çift ve eski bir dost. 10 yıl sonra bir ilk buluşma. Rollerin sürekli yer değiştirdiği, geçmiş, şimdi ve gelecek arasında gezinen bir kovalamaca.
Tatlıya kadar tatlıya bağlanmaya çabalanan bir aşk masalı.

Aşkın, ilişkilerin, dostluğun, egoların, kendi elimizle kendimizi rutinlere hapsedişimizin ve mutluğun peşinde bir komedi.

Bu garip, şaşırtıcı, cazibeli akşam yemeği masasına bir sandalye de siz çekip tatlıya kadar kendi hikayenizin izini sürmeye var mısınız?

a

Seni Seviyorum İyi ki Ayrılmışız

YOLO Production

Tesadüfen bir düğün salonunda karşılaşan eski karı-koca Leyla ve Sami...
Yıllar sonra, birbirlerini bambaşka bir halde bulurlar: biri damat,
diğeri düğün organizatörü.

Damat, düğün organizasyonunu tamamlamak zorundadır ve bu organizasyonda
ona yardımcı olacak tek kişi eski eşi Leyla'dır. Yeni gelinin
isteklerini karşılamak için çalışırken, geçmişten gelen duygusal
konuları da açmak zorunda kalırlar. Anılar ve duygular, geleceklerini
sorgulamalarına neden olur.

Her hikaye mutlu sonla biter mi? Ya da mutlu son diye bir şey var mıdır?
Bu karşılaşma, sonların ve başlangıçların karmaşıklığını ortaya koyar.

a

Erkek Aklı “Oksimoron”

Tiyatro Yeniden

Birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavram bir araya geldiğinde, bu iki karşıt anlam bazen birbirini götürmek yerine yepyeni bir anlam doğurur. İşte oluşan bu yeni ifadeye ‘Oksimoron’ denir.

XX ve XY.

İki farklı kromozom dizisi.İki farklı cinsiyet, iki farklı bakış açısı...Kadın ve erkek!Doğal oksimoron...

Her şeyin ancak zıddıyla var olduğu evrensel düzende, varoluşunu bizzat kendi zıddına borçlu olan bu iki genetik mucize, varlıklarının sürekliliği için tek bir şeye ihtiyaç duyarlar: Dengeye...

Peki o dengeyi bulabilmek o kadar kolay mıdır?

Semih’in beyninin içindeki kadın-erkek mücadelesinde o dengeyi ararken, kendinizi bulacaksınız.

a

Parlak Fikirler

No Yapım & Platz Project & Flanör Yapım

“En değerli varlığınızın geleceği söz konusuysa ne kadar ileri gidersiniz?”

Çocuklarını en iyi anaokuluna sokma konusunda takıntılı olan ve onu oraya sokmak için HER ŞEYİ yapmaya hazır olan Gülderen ve Coşkun Biricik’in bu soruya cevap vermek için çok az zamanları kaldı. Çünkü biricik oğulları Cevahir Biricik dört yaşına girmek üzere ve tüm zamanların en iyi anaokulu Parlak Fikirler Gelişim Akademisi’ne girmek için bekleme listesinde… Önlerinde ise tek bir engel var: Gülderen’in iş arkadaşı Deniz…


Eric Coble’ın Shakespeare’in Macbeth’inden hareketle yazdığı “Parlak Fikirler”, Gülderen ve Coşkun Biricik’in sınıf atlama arzularını, hırslarını ve çocuklarının peşinde nasıl parçalandıklarını anlatan ödüllü bir kara komedi. Anaokullarına ve pesto sosa bir daha asla aynı gözle bakamayacaksınız.

‘’Bu akşam bize yemeğe gelsenize.’’

a

Ölü'n Bizi Ayırana Dek

-

Cansu ve Serdar; evlilik hayatı canlarına tak etmiş ve boşanmaya karar vermiş bir çifttir. Boşanmadan bir gece önce, kendilerine düzenlenen bir “kutlama” partisi ardından, sabah uyandıklarında ise birbirlerini sızmış olarak aynı yatakta bulurlar. Bir gece öncesine dair çok az şey hatırlayan Cansu ve Serdar’ı bekleyen asıl sürpriz salondaki kanepede uzanmakta olan cesettir. Ne yapacağını bilemeyen çiftimiz bir yandan “Hangimiz katil?” sorusuna yanıt ararken bir yandan da ilişkilerini, evliliklerini, geçmişlerini, kendilerini bulundukları noktaya taşıyan olayları yeniden değerlendirecek ve karşılarına çıkacak bambaşka sürprizlerle mücadele etmeye çalışacaktır.

a

Gökhan Ünver Stand Up

-

Sahneye adım attıktan sonra reklamcılığı bırakan Gökhan Ünver; sosyal medya, kültür çatışmaları, evliliğin zor yanları, ebeveynlik gibi A’dan Z’ye bütün esprilerini açık yüreklilikle sahneye taşıyor.

a

Mercaniye Çok Yaşa

Tiyatro Hayali

“Bir tiyatro hayali bu,
Üstü gemi altı deniz”

Kökünü gelenekten, gücünü gelecekten alan Tiyatro Hayali’nin yeni hayali “Mercaniye Çok Yaşa”, neşeli oyunbazlığı; izahsız mizahı; şarkılarındaki dönem tınıları; sirto’su, longa’sı, sirtaki’si, marşlarıyla ve ibretlik karakterleriyle yine bir zaman tüneline davet ediyor seyircisini.

Osmanlı’nın son zamanları… İmparatorluğun görkemli donanması yirmi yıldır Haliç’te uykuda… Hayal bu ya: içten içe çürüyen bu donanmadaki onlarca savaş gemisinden biri de gemimiz “Mercaniye” olsun. Aslında yıllar önce frenkten satın alınmış bir yolcu gemisi. Top teçhizatı takviyesiyle savaş gemisi kılığına sokup donanmaya katmışlar. Bir yanda Kasımpaşa kahvelerinde pinekleyip ömür çürüten, sayıca yetersiz ve liyakatsiz mürettebat; bir yanda içinde bahçelerin olduğu, tavukların gezindiği, çardakların çatıldığı, ineklerin otladığı ve Devlet-i ‘Aliyye’nin kaderine terk ettiği “Mercaniye”…

“At binenin, kılıç kuşananın; Mercaniye Asaf Kaptan’ın.”

Yirmi yıl boyunca büyük bir azim ve sabırla açık denizlerde kahramanlık hikayeleri yazmayı beklemiş deniz aşığı Asaf Kaptan. Ama gelin görün ki; bu memleket onu da alıkoymuş kurduğu hayallerden. Tayfaları Şerif Ali, Kazel ve Mimhal’le birlikte, bozuk teçhizatlı, çürük gövdeli bu su üstü köyüne mahkum. Fonda bitmeyen savaş söylentileri ve İstanbullunun sırtında ekonomik buhran… Olup bitenin tek şahidi ise geminin gedikli hayaleti Mesaret.

“Mercaniye mi memleket, memleket mi Mercaniye?”

“İzahı olmayan şeylerin mizahı olur” demiş Aziz Nesin…
Gülerek ve güldürerek baş edebiliyoruz aklımızın havsalamızın almadıklarıyla… Dönüp dolaşıp, al baştan-sil baştan maruz kaldıklarımızla… Tekerrür ettikçe çamura saplanan tarihin yapraklarıyla…

“Memleket dediğin su üstüne kurulu bir bahçe artık,
yanaşacağımız her kıyı gurbet bize…”

“Mercaniye” gerçekten de yüzebilecek mi?

O kahramanlık hikayesi sonunda yazılacak mı?

Bir akşamüstü İstanbulluların “Mercaniye Çok Yaşa” tezahüratlarıyla bilinmez bir sefere uğurlayacakları “Mercaniye”nin çapası yosunlarından arınacak mı?

“Padişahım çok yaşa
Devletimiz var olsun
Var ol ey Mercaniye
Çapan tutmasın yosun!”

a

Kürk Mantolu Madonna

İstanbul Tiyatro Topluluğu

Sabahattin Ali'nin önemli eseri, yazarın ölümünün 70. yılında eserlerinin bir dünya klasiği olma yolunda ilerlemesi ile klasikleşen Kürk Mantolu Madonna adlı aşk romanın derin dramatik yapısını sahneye taşıyarak seyirciyle buluşmasını sağlıyor.. Muhakkak bütün insanların birer ruhu vardı,ama bir çoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden,meydana çıkıyordu.Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, ruhumuzla yaşamaya başlıyorduk '' dizeleriyle aşkın insan ruhu üzerindeki gücünü tasvir eden bu derin eseri, Tiyatroya uyarlanmış haliyle keman ve piyano ezgileri içinde izlemeye hazır mısınız ?

a

Charlie'nin Çikolata Fabrikasında

-

5 Sezondur severek izlenilen, Pedagog onaylı müzikli çocuk oyunu Charlie’nin Çikolata Fabrikasında, sizlerle...
Dünyanın en ünlü çikolatacısı olan Bay Wonka, biletleri bulan çocuklara daha önce kimsenin görmediği fabrikasını gezdirmeye karar verir. Bu fabrikada düzenlediği yarışmada birinci olan çocuğa da kimsenin bilmediği bir büyük ödül vardır. Diğer çocuklar biletleri bulmak için farklı yollar denerken Charlie tamamen şans eseri bileti bulur ve macera başlar.
Çocuklarınızın eşlik ederek eğleneceği oyunda beş farklı çocuğun yarışmadaki hallerine, büyükbabanın sevgisine ve Bay Wonka’nın danslarına şahit olacaksınız.

a

Nilgün Belgün'le Aşk ve Komedi

Tiyatro İstanbul

Nilgün Belgün’ün büyük ilgi gören "İçimdeki Kadın Aşk ve Komedi" isimli kitabından sahneye uyarlanan "Nilgün Belgün’le Aşk ve Komedi" isimli müzikli danslı gösteride, sanatçı, hayatını, anılarını, yaşadıklarını, şarkılar ve danslarla kimi zaman hüzünlü kimi zaman kahkahalar eşliğinde anlatarak seyircileri ile buluşuyor.

a

Düşler Parkı

Tiyatro Hayali

Sonsuz tatil ülkesi, uzayan gölgelerin dansı, büyüleyici ormanlarda keşfedilen canlılar… Kaf Dağı’nın ardındaki gizemli dev, rüzgarla dans eden görkemli değirmen ve büyük icatların yapıldığı bir laboratuvar... Tüm bu güzelliklerle dolu 'Düşler Parkı', hayallere eşlik eden neşeli şarkılar ve danslarla eşsiz bir serüvene yelken açıyor.

“Bir varmış, bir yokmuş...
Hayalbaz Dede’nin heybesi masal doluymuş.
Açmış ağzını, yummuş gözünü;
Bir laf etmiş, bir laf etmiş,
Bakalım neler demiş...”

Arabasında taşıdığı türlü türlü eşyasıyla diyar diyar gezip çocukların hayallerine rehberlik eden Hayalbaz Dede’mizin yolu “Hayalbaz Kaşifler”den sonra bu sefer “Düşler Parkı”ndan geçiyor.

Acaba bir tesadüf mü bu karşılaşma, yoksa bu kez bir davet üzerine mi geliyor bu parka?

Birbirinden farklı dört oyunbaz arkadaşın hayallerine yine birbirinden renkli masallar eşlik ediyor...

“Karanlığın içinde aydınlık, imkansızın içinde imkan vardır.
Birbirine zıt olanlar birbirlerini tamamlayanlardır.
Masalımızda bakalım bu zıtlıklardan hangi güzellikler doğacaktır.”

Hayal kurmayı ve oyun oynamayı seven, yaşamın telaşesindense hayal kurmanın değerini önceleyen herkesi parkımıza bekliyoruz.

“Vakti geldi ayrılığın,
Yola revan olmanın.
Kalın güzel çocuklar sağlıcakla
Umut etmeyi unutmayın zamanla…”

a

Renkli Çoraplı Kuzgun

Tiyatro Park

Menesse, şehrin en renkli caddelerinin birinde yaşayan yardımsever, şefkatli ve neşe dolu bir çocuktur. Her gün yeşil puantiyeli ve pembe çizgili çoraplarını giyerek şehrin en renkli caddesinde dolaşmayı çok sever. Üstelik bu renkli mahallede birbirinden güzel dostluklar kurmuştur. Eğlenceli ve güçlü Kaplan, güzeller güzeli Uğur Böceği, yumuşak kalpli Ayıcık, bilgin Kurbağa Hanım ve maharetli Pastacı… Menesse dostlarını ve renklerini çok sever.

Günün birinde, renkli mahalleye siyah bir Kuzgun çıkagelir. Bu renkli mahalleyi çok sever ve burada yaşama karar verir. Ancak renkli caddenin sakinleri, yeni bir arkadaşa alışmakta güçlük çekerler. Renklerini ve pastacının onlar için yaptığı lezzetli pastaları paylaşmak istemezler. Kuzgun bu duruma çok üzülür. Onların renklerine sahip olmak ister ve tüm renkleri alır. Oysa renkler hepimizindir; renkler herkesindir. Güzel kalpli Menesse, Kuzguna ve diğer dostlarına renkleri hep birlikte sevmeyi öğretecektir.

a

Kadın Kafası

Epizot Görsel Sanatlar

Kadın ve erkek arasında yüz yıllardır bitmeyen bir savaş diye başlarlar klasik cümleye karşı 2 cinsi anlatırken. Peki bu bir savaş değil de gereklilikse. Yani kadının erkeğe, erkeğin kadına ihtiyaç duydukları bir dünyada beklentiler karşılanmadığı için ters düştülerse. Hangi toplumsal sınıf, sosyo ekonomik ve kültürel farklılıkları temsil etseler de kadın ve erkek aynı şeylere başta farklı tepkiler verip sonunda aynı noktada buluşuyorlarsa işte. Kadın Kafası da tam bu noktada izleyicinin kafasını ve zihnini güldürerek açıyor. Çocukluk arkadaşı olan Aylin, Betül, Beyza ve Sevil’in bir akşam evde kız kıza oturup sohbet etmeye ve hayatlarındaki erkekleri çekiştirmeye başlamalarıyla eğlence başlıyor. İşin garip tarafı anlatılan, hayal edilen adamlarla hayallerini yıkan adamlar ne kadar da birbirine benziyor. Seyirciye düşense kendi hayatlarına bakıp düşünmek, bolca kahkaha atmak ve kadın kafasına erişmek.

a

Çok Büyük Romulus

Tiyatro Hayali

“Gıt, bak, gıt, bak, bak, gıt, bak, gıt, bak, gıt...”

Dillere destan tarihi, devasa orduları ve efsanevi savaşlarıyla dünyayı dize getiren Büyük Roma İmparatorluğu, eski, güçlü günlerini geride bırakmış, yüzyıllardır süren German saldırılarına zor direnirken, haşmetli ecdadının aksine devleti sorumsuzca yönetip kurtuluş umutlarını söndüren son imparator Büyük Romulus’un tek derdi var: Tavuklarının yumurtlayıp yumurtlamadığı.

“Benim siyasi görüşüm bu: Hiçbir şey yapmamak!”

Yıl M.S. 476… Deli olduğuna inanılan bir İmparator... Entrikacı bir İmparatoriçe… Tiyatroya kafayı takmış bir Prenses... Kilometrelerce koşarak önemli bir haber getirse de bir türlü İmparator’u göremeyen bir asker… Tam takır kuru bakır bir hazine… Yeni bir icat... Bir pantolon imalatçısı… Kümese dönmüş bir saray. Ve tavuklar! Her yerde ve her yerde tavuklar.

“Evet, tavuklar hakkında konuştuk.

Şimdi de halklarımız hakkında konuşalım.”

Germanların ayak sesleri başkente yaklaşırken, kızı düşmana esir düşen nişanlısının ardından ağlarken, karısı devletin bekası için çözümler ararken kılını bile kıpırdatmayan imparatorun en yakınlarından bile sakladığı bir planı var ve bu plan tıkır tıkır işlemekte...

“Yüzyıllardır devlete o kadar çok şey feda ettik ki artık devletin bizim için kendini feda etme zamanı geldi.”

Ömürlerini yemlenerek, dışkılayarak, yumurtlayarak sürdüren tavuklar ve son Roma İmparatoru “Büyük Romulus”… Her türlü tuhaflığa gebe bu birliktelikten doğacak kahkahalar... Kümes telleri arkasından bakakaldığımız vicdan ve adalet ise uzak bir ülke...

“Bir devlet, cinayet işlemeye hazırlanırken kendine daima vatan adını takar.”

Takvim yapraklarıyla oyun oynamayı seven Tiyatro Hayali, bu kez, dahi yazar Friedrich Dürrenmatt’ın “Büyük Romulus” adlı oyununu “Çok Büyük Romulus” adıyla sahneye taşıyor. Yazarın zekasını, dram sanatındaki ustalığını ve uzak görüşlülüğünü konuşturduğu eser; Tiyatro Hayali’nin genç ve dinamik yorumuyla, tavuklarla oyun karakterlerinin iç içe geçtiği, tüylerin havada uçuştuğu, çılgın müziğin ve capcanlı renklerin birbirine karıştığı neşeli bir şölene dönüşüyor.

“Komedya bizim durumumuza daha uygun.”

a

Etekler ve Pantolonlar

-

Nurcan yıllardır görüşmediği okul arkadaşı Aysel'e sürpriz yaparak evine ziyarete gelir. Nurcan kocasının kendisini aldattığını ve intikam alacağını bu konuda Aysel'den yardım istemek için geldiğini açıklar. Aysel Nurcan'ın durumuna üzülür ve ona yardım edeceğini söyler. Aysel ve Nurcan, Nurcan'ın eşine karşı strateji belirlerken, Aysel de bu durumlardan etkilenip kendi evliliğini sorgulamaya başlar. Nurcan ve Aysel evliliklerini sorgularken geçmişlerine bir yolculuk yaparlar ve aslında ikisi de hayatlarında olmak istedikleri gibi değil de, aile ve çevre baskısıyla, başkalarının onları görmek istedikleri bireylere dönüştüklerini anlarlar. İki eski arkadaşın evliliklerini sorgulamak için başladıkları süreç, artık kendi istedikleri hayatlara doğru yol aldıkları bir sürece dönüşür.

a

Seyfi Bey

-

“Ben hiç risk almıyor muyum?!
Tam 35 yıldır bu ülkede kadın kılığında sahneye çıkıyorum!
Allah aşkına çocuklar; ben hiç risk almıyor muyum?”

2007 yılında bir kış gecesi, Günay Restoran’da Seyfi Dursunoğlu’nun kulisi… Seyfi Bey birazdan sahne almak için, hayatının yarısı boyunca hemen her gece yaptığı gibi Huysuz Virjin’e dönüşmekte. Ne var ki, gelen bir telefon haberi sadece o gecenin değil; zamanın seyrini değiştirir.

Seyfi Bey, yarattığı Huysuz Virjin karakteriyle Türkiye eğlence dünyasında devrim yaratan bir ikonun incelikli portresini tespit etmeye çalışırken, izleyiciyi ortak bir geçmişin hatıralarına ve geleceğin hayallerine davet ediyor.

30 yıl önce Huysuz Virjin’in metin yazarı olarak kariyerine başlayan Armağan Çağlayan’ın ustasına hayat verdiği oyun, Celal Kadri Kınoğlu’nun rejisiyle sahnede!


Yapım: Vay Prodüksiyon
Organizasyon: Episot Event

a

Herkesin Bildiği Sırlar

D22

Herkesin bildiği sırlar, birbirini çok sevdikleri halde bir türlü iletişim kuramayan ve bu yüzden ayrılığın eşliğine gelmiş iki insanın hüzünlü olduğu kadar eğlenceli hikayesi...

Prova Mekanı Desteği: Dormen Akademi

a

Terapi

Tiyatro Tool

Aslında ne olduğumuzu gösteren bir TERAPİ…
Nereden nereye gittiğimizi fark ettiren, ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmemizi sağlayan bir TERAPİ…
İki kadının yaşam üstüne hesaplaşması ve dayanışmasını anlatan bir hikaye.
Herkesi TERAPİ’ye bekliyoruz…

a

Aşk Listesi

Poetika Yapım

Kahkaha garantili komedi oyunu “Aşk Listesi” oyunu Serkan Üstüner rejisi ile Sevinç Erbulak, Hakan Bilgin ve Yosi Mizrahi’yi aynı sahnede buluşturuyor.
Kulağa saçma ama vahşi gelen bir soru soralım size: Aşık olduğunuz insanı nasıl istersiniz? Hayalinizdeki kadının ya da adamın tüm özelliklerini seçme şansınız olsaydı, aradığınızı bulmanız kolay olur muydu?
Kenan ile Oktay iki yakın arkadaştır.
İstatistikçi ve biraz da sıkıcı biri olan Kenan’ın 50.yaş doğum gününde ona unutulmaz bir hediye vermek isteyen fırlama arkadaşı, yazar Oktay ilginç bir fikirle gelir. Kenan hayalindeki kadının on özelliğini yazacak ve bu kadın onu bulacaktır.
Ve Melis gelir…
Hayallerden bile daha güzel bir sevgili mi? Yoksa bu da hayatın bir başka sürprizi mi?
Yine de siz şimdiden düşünmeye başlayın deriz, hayallerinizdeki insanın 10 özelliğini siz belirleseydiniz kendinize layık gördüğünüz kişi nasıl olurdu?
Aşk Listesi 2 perde 90 dakika ile sizlere unutulmaz ve kahkaha dolu anlar geçirtecek. Gecikmeden yerinizi alın.

Çocuk Oyunları

a

Benim Güzel Pabuçlarım

Tiyatro Yeniden

" ’Senin zamanın geçti’ denilerek pabuçları elinden alınan Palyaço Kırmızıburun’un hikayesi… Peki ya sevginin zamanı geçer mi?”

Çocuklara sevgi ve neşe dağıtan palyaçoların zamanı geçmiştir artık. Zaman, lazer silahlarıyla ateş topları saçan robot palyaçoların zamanıdır. Yıllardır çalıştığı sirkten kovulan Palyaço Kırmızıburun çok sevdiği pabuçlarını arkasında bırakmak zorunda kalır. Onları geri almasının tek yolu, yeterince para kazanmasıdır. Ama palyaçoluktan başka ne yapabilir ki? Pabuçlarını geri almak için çıktığı yolculukta, çocuksu duyarlılığı onu hep başka kapılara gitmek zorunda bırakacaktır. Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü’nü alan Benim Güzel Pabuçlarım oyunu; hepimize bir yerlerden tanıdık gelecek bir hikaye…

a

Alaaddin'in Sihirli Lambası

Tiyatro Yeniden

“Lambanın içinde sıkışıp kalan Cin’in özgürlüğüne kavuşma hikayesi…”

Hepimizin bildiği bir masal; Alaaddin’in Sihirli Lambası… Ama bu oyunda, bugüne kadar bildiklerimizin dışında bir hikaye çıkıyor karşımıza. Cin’in hikayesi… Küçücük bir lambanın içinde sıkışıp kalan Cin, özgürlüğüne kavuşmak istiyor, artık kendi dileklerini de gerçekleştirebilmek istiyor. Alaaddin ve Prenses Yasemin’in girecekleri bu zorlu mücadele acaba nasıl sonuçlanacak? Alaaddin’in Sihirli Lambası; çocukları, hayal güçlerini sınırsızca kullanacakları heyecan dolu bir maceraya davet ediyor.

a

Kırmızı Başlıklı Kaz

Tiyatro Yeniden

“Yıldızların dünyasında kendi masalını anlatmak isteyen Kırmızı Başlıklı Kaz…” Yılın en çok sevilen masal kahramanı yarışmasına hoş geldiniz! Sonucunu çocukların alkışlarıyla belirleyeceği bir yarışma bu. Masal dünyasının yıldızları yarışıyor, herkesin severek okuduğu, izlediği ünlü masalların kahramanları… Peki ya onlar kadar ünlü olmayanlar, yıldız olamayanlar? Bakalım Kırmızı Başlıklı Kazbu yarışmada kendi masalını anlatabilecek mi? Zıplamalı, hoplamalı ve çok eğlenceli bir macera çocukları bekliyor.

a

Sportmen Kral

Tiyatro Yeniden

Çocuk kabına sığmıyor; atlıyor, zıplıyor, koşuyor, coşuyor... Çok ama çok güçlü olmak istiyor. Her şeyden güçlü olmak istiyor. En güçlü olmak istiyor... Her şeyi ısıtan Güneş oluyor önce, sonra Güneş'in önünü kapatan Bulut, sonra Bulut’u önüne katıp sürükleyen Rüzgar ve en sonunda Rüzgar’ın çarpıp yenildiği Dağ. Ama başka bir çocuk, iyiliğin en büyük güç olduğunu gösteriyor ona sonunda…

a

Her Şey Elimizde

Tiyatro Yeniden

Mucit Macit 'in en yakın arkadaşı Ozi, Mikro-Mak adlı makine ile küçülerek mikropların dünyasına gider. Amaçları onları yakından tanıyıp, çocukları hastalıklardan koruyacak bilgileri toplamaktır. Sabun taneciği Ak’ın yardımıyla bu zorlu görevi yerine getirmeye çalışır. Bu elin parmak aralarına ev yapmaya çalışan, uygun bir zaman bulduklarında yiyeceklere tutunup, Mucit Macit'in kanına karışmayı düşünen iki mikrobun (Geveze, Saçaklı) en büyük şansı Mucit Macit'in el temizliğine yeterince önem vermemesidir. Mikropların Mucit Macit'i hasta yapma planlarını öğrenen Ozi, ona ulaşmak ister ama Makro-Dünya ile bağlantısı kesilmiştir. Geriye bir tek yol kalır; kendi parmaklarının yardımıyla, Mucit Macit'i uyarmak... Çocuk seyircilerin de aktif katılımıyla özel bir dil yaratılır ve parmaklar Mucit Macit'e durumun acil olduğunu, bir an önce ellerini sabunla yıkaması gerektiğini bildirir. Mucit Macit'in elini yıkamasıyla "Sağlık İçin Savaşı" sabun zerrecikleri kazanır ama bu savaştan sürekli galip çıkmanın tek yolu vardır; sabunla düzenli temizlik... Finalde sabun zerreciklerinin marşı olan "Temizlik Sağlıktır" şarkısı bütün çocuklarla katılımıyla söylenir.

a

Küçük Prens ve Çiçek

Tiyatro Yeniden

Küçük Prens gezegeninde tek başına yaşamaktadır. Biri sönmüş ikisi hala lavlar püskürten üç tane yanardağı, ayrıca hiçbir gezegende bulunmayan eşsiz güzellikte bir tek çiçeği vardır.

Çiçeğine küsen Küçük Prens gezegeninden ayrılıp farklı gezegenlere yolculuk yapar.

Bu gezegenlerde birbirinden ilginç- eğlenceli kahramanlarla karşılaşır ama aklı hep gezegeninde ve çok sevdiği çiçeğindedir.
Dünyada karşılaştığı Tilki O’na, çiçeğinin “biricik” olduğunu, sevgiyi değerli kılan şeyin emek vermek olduğunu öğretir.